SÜT ALERJİSİNDE BİYOREZONANS TEDAVİ YÖNTEMİ


Sut alerjisi

 Bu yazıyı yazmaya başlarken öncelikle bu konuda uzman olmadığımı belirtmek istiyorum, yazdıklarımın tecrübelerimin ve okuduklarımın bir çıktısı olarak değerlendirilmesini önemle rica ederim. Kendi sosyal medya profillerimde yaptığım paylaşımlarımda anladığım kadarıyla bu yeni moda hastalık süt alerjisi birçok annenin canını sıkıp aklını kurcalıyor. Site yazarlarından Bahar Elkovanın da bir önceki yazısında bahsettiği ( Süt Alerjisi Nedir? ) gibi farkındalık eksikliğinden olsa gerek süt alerjisi eskiden bu kadar yaygın değildi. Son zamanlarda sadece benim yakın çevremde bile kendi kızımla birlikte 3 bebeğe aynı teşhis konuldu. Teşhis konulurken yaşanan sıkıntıların yanında uzun vadeli diyetler gerektiren tedavisi de bu alerjiyi annelerin korkulu rüyası haline getirmeye başladı gibi.


Benim kızıma da 2 aylıkken kaşlarında oluşan kabuksu yapılar nedeniyle götürdüğümüz doktorda inek sütü alerjisi teşhisi konulmuştu. Ben çevremden deriden yapılan alerji testleri 1 yaşından önce uygulanmadığından dolayı bu alerjik durumların genelde deneme yanılma yöntemi ile tespit edildiğini duymuştum. Fakat bizim doktorumuzun zaten çocuklarda ve yetişkinlerde alerjik hastalıkların biyorezonans yöntemlerle tespiti ve tedavisi üzerinde çalışıyor olması bizi hiç ikileme sokmadan önümüzü net bir şekilde görmemizi sağladı diyebilirim. Peki biyorezonans yöntem nedir? İnsan vücudunda alerji gibi nedeni bilinmeyen ve kronikleşen hastalıkların hiçbir kimyasal ilaç kullanılmadan sadece elektromanyetik dalgaların gücünü kullanarak tedavi edilmesidir. İnsan vücudunun bir enerji alanı, her dokunun ve organın da kendine özgü elektromanyetik frekansı olduğunun kabul edilmesiyle yola çıkılan bu yöntemde, hastalıklı olduğu kabul edilen bölgeden alınan bozuk frekanslar biyorezonans cihazları sayesinde temizlenerek vücuda geri yükleniyor. Hastalığın türüne ve seviyesine göre belirlenen sayıda seans uygulanıyor ve birkaç ayda tedavi tamamlanıyor. Bu cihazlardan yayılan elektromanyetik dalgaların gücü bir cep telefonundan yayılan dalgaların gücünün sadece binde biri kadarmış, dolayısıyla çocuklarda kullanımında hiçbir sakınca olmadığı belirtiliyor. Sadece gebeliğin ilk 3 ayında ve kalp pili kullananlarda uygulanması önerilmiyor.

Bebeklerdeki alerjilerin birincil kaynağı anne olduğundan önce bana sonra İnci Azra’ya elektromanyetik minderler kullanılarak genel alerji taraması yapıldı. Bende tolere edilebilir seviyelerde yumurta beyazı, keçi sütü, toz ve küf alerjisi; İnci Azra da ise daha yüksek bir seviyede inek sütü alerjisi tespit edildi. Bende olan alerjilerin tamamı onda da görülebileceğinden keçi sütü ve yumurta beyazı konusunda dikkatli olacaktık. İnci Azra büyük oranda mama ile beslenen bir bebek olduğundan ilk iş mamasını değiştirdik. Yine inek sütü bazlı bir mamayla devam edecektik çünkü maksadımız inek sütünü diyetimizden tamamen çıkarmak yerine pre- ve probiyotik takviyesi yaparak bebeğin bağırsak gelişimini desteklemekti. İnci Azra doğar doğmaz bir enfeksiyon sebebiyle antibiyotik kullanmıştı ve antibiyotikler vücuttaki zararlı bakterilerin yanında yararlı bakterileri de öldürdüğünden bağırsaklarında bulunan sindirime yardımcı prebiyotikler de zarar görmüş olabilirdi. Takviye faydalı olacaktı. Ben sadece süt peynir ve yoğurt tüketimini bıraktım ve prebiyotik takviyesi aldim, bu şekilde 3 hafta devam ettik. Bu 3 haftada uygulanan 6 seans sonunda kaşlarda oluşan kabuklar tamamen temizlendi, süt ürünlerine olan alerjisi de 4 aylık olana kadar yavaş yavaş iyileşti. Şuan nerdeyse 9 aylık, egzamaya yatkın bir cildi var, zaman zaman bazı besinlere (avokado, ceviz) tepki veriyor ama bu besinler arasında süt ürünleri bulunmuyor.  Süt alerjisi için çok başarılı sonuçlar aldık, şimdi ikinci bir tarama için kontrole gitmeyi düşünüyorum. Yeni alerjenleri tespit edip tedavi edildikten sonra tekrar yazacağım. Bu arada ben doktorumuzu dinlemeyip keçi sütü bazlı bir mama denemesi yaptım ve evet doktor haklıydı. İnci Azra keçi sütü mamasının etkisiyle yaklaşık 5 gün zeytin çekirdeği boyutlarında yemyeşil kakalar yapınca biyorezonans yöntemlere güvenim biraz daha arttı. Umarım bu yöntemi daha önce duymamış olanlarınız için bir alternatif oluşturmuşumdur. En azından araştırmaktan bir şey kaybetmezsiniz.

Alerjisiz günler diliyorum,
Haftaya görüşmek üzere
Nil Demir
http://londoneranne.com





Referanslar

1.     Schöni MH, Nikolaizik WH, Schöni-Affolter F (1997) "Efficacy trial of bioresonance in children with atopic dermatitis". Int Arch Allergy Immunol., 112 (3): 238–46. 

2.      Wüthrich B (2005). "Unproven techniques in allergy diagnosis" J Investig Allergol Clin Immunol. 15 (2): 86–90




Designed with by Way2themes | Distributed by Esin Akarsu